SON SAYI : İnsan Hakları Yıllığı

SAYI : 38

TARİH : 2020

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : İnsan Hakları Yıllığı

SAYI : 38

TARİH : 2020

Dünya ülkelerinin en önemli problemlerinden biri dağılım adaletsizliğidir. Dağılım meseleleri ekonomiyle beraber hukuk, siyaset ve kamu yönetimini de yakından ilgilendiriyor. Dağılım adaletsizliği ve doğurduğu olumsuz sonuçların ekonomik sistemin 'görünmez eli' tarafından giderilemediği, düzeltilemediği anlaşılmaktadır. Dünya ekonomilerindeki adaletsiz kaynak, gelir, servet dağılımları sonuçta, tüm temel hakların zedelenmesi ve ihlali anlamına gelir. Temel haklar-özgürlükler, insan hakları kavram ve konuları, ana akım bilimsel yaklaşıma göre anayasa hukukunun iştigal sahasına düşmektedir. Ekonomik haklar ve özgürlüklerin ekonomi disiplini içerisinde gerektiği gibi işlenemediğini düşünmekteyiz. Bu makalede, bazı ülkeler ve ülkemizdeki ekonomik haklar ve özgürlükler 'anayasa, iktisat, siyaset ve kamu yönetimi' bağlamında multidisipliner bir yaklaşımla incelenmeye çalışılmıştır.

MAKALELER

Transhümanizm Karşısında Hukuk Devleti İdeali

Transhümanizm, bilim ve teknoloji vasıtasıyla homo sapiens türünün biyolojik ve bilişsel sınırlarını aşmayı hedefleyen felsefî, sosyal ve siyasî bir harekettir. Transhümanistlerin başlıca talepleri@@ yeni hak süjelerinin ihdası, morfolojik özgürlük, üreme özgürlüğü, tıbbî kavramların revize edilmesi ve ihtiyat ilkesinin yerine önetkinlik ilkesinin benimsenmesi (inovasyon özgürlüğü) şeklinde sıralanabilir. Modern hukuk devletinin özünü (maddî unsurlarını) oluşturan insan onuru, özgürlük ve eşitlik kavramları ise, hümanist dünya görüşü çerçevesinde şekillenmiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin tetiklediği transhümanist talep ve pratikler, söz konusu üç kavramın her birini dönüştürme potansiyeline sahiptir. Bu makale@@ transhümanist talepler ve pratikler karşısında insan onuru, özgürlük ve eşitlik ideallerinin nasıl etkilenebileceğini konu edinmektedir.

  • Yazarlar : Halim Alperen ÇITAK

    Sayfa No : 41

    Anahtar Kelimeler : T r a n s h ü m a n i z m , H u k u k D e v l e t i , İ n s a n O n u r u , Ö z g ü r l ü k , E ş i t l i k

GÖRÜNTÜLE

İklim Değişikliği Nedeniyle Yerinden Edilmiş Kişilerin Korunmasına Yönelik İlk Kararlar Ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Geri Göndermeme İlkesi

Tarihteki çeşitli çevresel değişimlerde olduğu gibi, günümüzde ayrı bir çevresel kriz olarak anılan iklim değişikliğinin etkileri de nüfus hareketliliğine ve yer değiştirmelere neden olmaktadır. Son yıllarda mahkemeler önünde, devletlerin kişileri iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan risklerle karşılaştıkları yerlere sınır dışı etmesinin uygunluğunun değerlendirildiği davalar görülmektedir. ?İklim mültecileri? olarak anılan iklim değişikliği kaynaklı yerinden edilmiş kişilerin koruma talepleri hakkında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi?nin Teitiota v. Yeni Zelanda davası ile Bordeaux İdari İstinaf Mahkemesi kararı ulusal ve uluslararası temeldeki ilk kararlar olarak öne çıkmaktadır. Bu kararlarda, mülteci hukuku ve insan hakları hukuku kapsamındaki geri göndermeme ilkesinin, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle yaşamları veya yaşam koşulları önemli şekilde etkilenecek olanları kapsayıp kapsamadığı değerlendirilmiştir. Her iki kararda yer alan değerlendirmeler, iklim değişikliğinin etkilerinin devletlerin geri göndermeme ilkesine ilişkin yükümlülüklerini harekete geçirebileceğinin ilk sinyallerini vermiştir. Bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?nde açıkça yer almasa bile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarınca mutlak bir koruma olarak yorumlanan geri göndermeme ilkesinin, gelecekte iklim değişikliği nedeniyle yaşamlarına yönelik bir tehdit riskiyle karşılaşmalarına sebep olacak geri gönderme kararları hakkındaki ihlal iddialarında gündeme gelmesi beklenmektedir. Henüz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından iklim değişikliğine bağlı yer değiştirmelere ilişkin bir karar verilmiş değildir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?nin 2, 3 ve 8. maddeleri ile Mahkeme içtihatlarının geri göndermeme ilkesi bağlamındaki koruma kapsamının, iklim değişikliği nedeniyle yerinden edilmiş kişilere yönelik korumayı sağlamaya yardımcı olacak potansiyeli barındırdığı düşünülmektedir.

  • Yazarlar : Özgem Tuğçe GÜMÜŞ BOYACI

    Sayfa No : 43

    Anahtar Kelimeler : İ k l i m m ü l t e c i l e r i , i k l i m d e ğ i ş i k l i ğ i k a y n a k l ı y e r i n d e n e d i l m i ş k i ş i l e r , g e r i g ö n d e r m e m e i l k e s i , B i r l e ş m i ş M i l l e t l e r İ n s a n H a k l a r ı K o m i t e s i , A v r u p a İ n s a n H a k l a r ı S ö z l e ş m e s i

GÖRÜNTÜLE

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Pilot Karar Usulü

Pilot karar usulü, sistematik sorunlardan kaynaklı tekrar eden başvuruları karşılayabilmek amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir. Başlangıçta Bakanlar Komitesi Kararları ile sisteme dahil edilmiştir. Daha sonra 2011 yılında yapılan İç Tüzük değişikliği ile mevzuatta yerini almıştır.Pilot kararın uygulamasında, sistematik sorunun çözümünde alınması gereken tedbirler tespit edilir. AİHM pilot kararının hüküm fıkrasındaki tedbirlerin belirli bir süre içinde yerine getirilmesini emredebilir. Gerekli tedbirlerin alınmasına veya alınmamasına göre sürecin devamı farklılık arz edecektir.Son zamanlarda pilot karar sürecinin bir parçası haline getirilen kayıttan düşürme kararı, oldukça dikkat çekmektedir. Bu ve bunun gibi sürecin tarihi gelişimi, dayanakları, diğer yöntemlerden ayıran özellikleri, verilen pilot karar örnekleri yer yer tartışma ya da alkışlara konu olmuştur. Pilot karar yönteminin ele alınması amacıyla işbu çalışma gerçekleştirilmiş, pilot karar usulüyle alınan karar örneklerine yer verilmiştir.

  • Yazarlar : Leyla Nur ODUNCU

    Sayfa No : 40

    Anahtar Kelimeler : P i l o t k a r a r u s u l ü , A v r u p a İ n s a n H a k l a r ı M a h k e m e s i , A İ H M , İ ç T ü z ü k m a d d e 6 1 , k a y ı t t a n d ü ş ü r m e k a r a r ı

GÖRÜNTÜLE

\Tüm İnsanlar Özgürdür\, Yoksullar Hariç: İngiliz Leveller Hareketinin Özgürlük, Doğal Hak Ve Siyasal Temsil Kavrayışları Üzerine

Hukuk ve siyasal teori alanlarında sıklıkla kullanılan özgürlük, doğal hak ve temsil kavramlarının birer boş gösteren olmaktan çıkarmak için tarihsel bağlama oturtulmaları, bunun için de kullanıldıkları zamana göre anlamlandırılmaları gerekmektedir. Bu gerekliliği sağlamak için XVII. yüzyıl İngilteresi?ne, özgürlükçü mücadele vermek için bir araya geldiği iddia edilen Leveller hareketine ve bu kavramları nasıl temellendirdiklerine odaklanılmaktadır. Bu odaklanma işi, İngiliz toplumunu özgün sosyo-ekonomik koşullarına, bu toplumun yaşadığı değişimlere ve yarattığı siyasal düzene dikkat kesilmemizi gerektirmiştir. Çalışma, önce İngiliz tarımsal kapitalizminin gelişimine, daha sonra İngiliz İç Savaşı?nın taraflarına ve bunların meşruiyet iddialarına odaklanıp en sonda da bu çatışma içinde kendisine özgün bir konum bulmaya çalışan Leveller argümanlarının içerik ve kapsamlarını analiz etmektedir.

  • Yazarlar : Barış Meriç DEMİR

    Sayfa No : 27

    Anahtar Kelimeler : L e v e l l e r H a r e k e t i , S ü r e k l i l i k T e z l e r i , Ö z g ü r l ü k , D o ğ a l H a k , S i y a s a l T e m s i l

GÖRÜNTÜLE