İnsan Hakları Yıllığı

SAYI : 41

TARİH : 2024-03-22

İSTATİSTİKLER

İnsan Hakları Yıllığı

SAYI : 41

TARİH : 2024-03-22

<p>Doğal Hakkın İnsan Hakkına Dönüşümü; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ülke Dışında Uygulanması ve 56. Madde: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Sömürge Kaydı” yla İmtihanı; AİHM’in Gölgede Kalan Yargılama Yetkisi: Danışma Görüşü (AİHS-47 vd.-ve Ovideo Sözleşmesi); Arendt ve Douzinas’ın Düşüncelerinden İnsan Haklarını Okumak</p>

MAKALELER

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ülke Dışında Uygulanması ve 56. Madde: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Sömürge Kaydı” yla İmtihanı

<p>Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer bakımından uygulamaya ilişkin iki düzenleme bulunmaktadır. Konuyla ilgili genel düzenleme 1. maddede yer almaktadır. “Sömürge kaydı” olarak da bilinen 56. Madde ise taraf devletlerin uluslararası ilişkilerinden sorumlu oldukları ülkelere ilişkin olan düzenlemedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1. madde çerçevesinde Sözleşme’nin ülke dışı uygulanmasını kabul etmektedir. Buna karşın 56. madde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, taraf devletlerin uluslararası ilişkilerinden sorumlu oldukları ülkeleri Sözleşme koruması dışında bırakacak şekilde yorumlanmaktadır. Adil olmadığı Mahkeme tarafından da kabul edilen bu durum Mahkemenin 1. madde ve ülke dışı uygulamaya ilişkin bakış açısıyla uyum göstermemekte, sömürgecilik döneminin siyasi ve hukuki kalıntılarını günümüze taşımaktadır.</p>

  • Yazarlar : Damla AKKAYA

    Sayfa No : 29-76

    Anahtar Kelimeler : yetki, ülke dışı uygulama, sömürge kaydı, etkin kontrol, yer bakımından uygulama

GÖRÜNTÜLE

AİHM’in Gölgede Kalan Yargılama Yetkisi: Danışma Görüşü (AİHS-47 vd.-ve Ovideo Sözleşmesi)

<p>Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), ikisi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında; biri ise AİHS’in kapsamı dışında düzenlenen üç tür danışma görüşü verme yetkisi bulunmaktadır. AİHM’in AİHS kapsamında düzenlenen danışma görüşü verme yetkilerinden biri, AİHS’in 16 numaralı ek protokolünde düzenlenirken; diğeri, 47 vd. maddelerinde, doğrudan Sözleşme metninde düzenlenmiştir. AİHM’in AİHS kapsamı dışındaki danışma görüşü verme yetkisi ise “Oviedo Sözleşmesi” olarak da bilinen, “Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi”nin 29. maddesinde düzenlenmiştir. AİHS’in son ek protokolü olan 16 numaralı ek protokolün imzaya açılmasıyla birlikte AİHM’in danışma görüşü verme yetkisi, Türk öğretisinin dikkatini çekmiş ancak konuya ilişkin çalışmaların hepsi 16 numaralı ek protokol ile sınırlı kalmıştır. Uzun geçmişine rağmen AİHS 47. madde kapsamında düzenlenen danışma görüşü verme yetkisine yönelik incelemelerin ise oldukça sınırlı kaldığı gözlemlenmiştir. Aynı durum Oviedo Sözleşmesi’nin 29. maddesinde düzenlenen danışma görüşü verme yetkisi açısından da geçerlidir. Söz konusu yetkinin kapsam ve usulünü -kıyasen- AİHS’in 47. maddesini ve ilgili İçtüzük kurallarını uygulayarak belirleyen AİHM, karşı oyunda bu yöntemin uygulanmasına yönelik eleştirilerin yer aldığı 2021 tarihli ilk ve tek kararında, mevcut istem hakkında görüş verme yetkisine sahip olmadığı yönünde karar vermiştir. Karar, AİHM’e AİHS dışında başka bir sözleşme ile yargılama yetkisi tanınıp tanınamayacağı yönündeki tartışmaları içermesi yönüyle de dikkate değerdir. Çalışmada, oldukça dar kapsamlı nitelikteki söz konusu danışma görüşü verme yetkileri, şimdiye değin verilen görüşler eşliğinde amaç, kapsam ve usul yönünden bütüncül bir yaklaşımla incelenecektir.</p>

  • Yazarlar : Hikmet Berk TURHAN

    Sayfa No : 77-104

    Anahtar Kelimeler : Danışma Görüşü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 47. Madde, Oviedo Sözleşmesi 29. Madde

GÖRÜNTÜLE

Arendt ve Douzinas’ın Düşüncelerinden İnsan Haklarını Okumak

<p>Bu çalışma güncelliğini koruyan bir tartışma alanı olarak insan haklarının ‘olanaklılığı’ tartışmasına odaklanmaktadır. Günümüzde küresel olarak çeşitli vesilelerle devam eden hak ihlallerinin ve haklara erişimde karşılaşılan engellerin temelinde hakların konusu olarak bireyler ve hakları tanımak/korumakla yükümlü devletler ile devletlerarası/devletler üstü kurumlar arasında yaşanan gerilimin olduğu öne sürülmektedir. Hakların muğlaklaşmasına yol açan bu gerilimin ise tarihsel olarak liberal teoriden kaynaklandığı vurgulanmaktadır. Bu bağlamda hakların gerçekleşememesini modern bir kopuş; adikia olarak gören Costas Douzinas’ın perspektifi de haklara ilişkin tartışmaya bir giriş imkânı sağlamaktadır. Bunun yanında Hannah Arendt’in “haklara sahip olma hakkı” kavramı ise tartışmanın bel kemiğini teşkil etmektedir. Arendt’in insan haklarını hayata geçirmek adına vita activa terimi üzerinden ele aldığı anlamlı bir emek anlayışı ise cumhuriyetçi bir perspektiften insan haklarına zemin tesis etmektedir. Ancak Arendt’in bu yolla tartıştığı kamusallık düşüncesine içkin bir sorun olarak görülen “dışlama” biçimlerini aşmak adına ise, Douzinas’ın ütopyacılık temelli hak düşüncesi ve arzulardan kaynaklı hak taleplerini göz önüne alma önerisi ortaya konulmaktadır.</p>

  • Yazarlar : Taylan ŞENGÜL, Anıl AYGEN

    Sayfa No : 105-132

    Anahtar Kelimeler : Adikia, Haklara sahip olma hakkı, Vita Activa, Ütopyacılık, Cumhuriyetçilik

GÖRÜNTÜLE

Doğal Hakkın İnsan Hakkına Dönüşümü

<p>İnsan hakları, yaygın kullanımı ve akademik çalışmalardaki popülaritesine karşın görece yeni bir kavramdır. Bu kavramı anlayabilmek için ise her şeyden önce hak kavramını incelemek gerekir. Hak kavramının bize sunduğu muhteva, doğal haklar için tekrarlanagelen “dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez” niteliği açıklamaktadır. Bu bağlamda etimolojik köken üzerinden sahip olduğumuz kavrayışla doğal hukuk doğru bir temelde ele alınabilecektir. Böylece insan haklarının günümüzde ifade ettiği anlam ve kapsama nasıl kavuştuğu aydınlatılabilecektir. Zira insan hakları, kendinden önceki hak anlayışlarından bağımsız bir şekilde ortaya çıkmış değildir. Bilakis tarihi süreç içerisinde hak kavramının geçirdiği değişim sonucunda doğmuştur. Bu minvalde doğal hak ile insan hakları arasındaki bağ önem arz etmektedir. Dolayısıyla çalışmada doğal hak anlayışı başlangıç noktası olarak belirlenmiştir. Nitekim doğal hakkın nihai olarak insan hakları vücudunda enkarne edildiği görülecektir.</p>

  • Yazarlar : Firuze YİĞİT

    Sayfa No : 01-28

    Anahtar Kelimeler : İnsan hakları, Doğal Hak, Sekülerizm, Pozitivizm, Aydınlanma

GÖRÜNTÜLE