SON SAYI : İnsan Hakları Yıllığı Dergisi

SAYI : 40

TARİH : 2022

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : İnsan Hakları Yıllığı Dergisi

SAYI : 40

TARİH : 2022

Dünya ülkelerinin en önemli problemlerinden biri dağılım adaletsizliğidir. Dağılım meseleleri ekonomiyle beraber hukuk, siyaset ve kamu yönetimini de yakından ilgilendiriyor. Dağılım adaletsizliği ve doğurduğu olumsuz sonuçların ekonomik sistemin 'görünmez eli' tarafından giderilemediği, düzeltilemediği anlaşılmaktadır. Dünya ekonomilerindeki adaletsiz kaynak, gelir, servet dağılımları sonuçta, tüm temel hakların zedelenmesi ve ihlali anlamına gelir. Temel haklar-özgürlükler, insan hakları kavram ve konuları, ana akım bilimsel yaklaşıma göre anayasa hukukunun iştigal sahasına düşmektedir. Ekonomik haklar ve özgürlüklerin ekonomi disiplini içerisinde gerektiği gibi işlenemediğini düşünmekteyiz. Bu makalede, bazı ülkeler ve ülkemizdeki ekonomik haklar ve özgürlükler 'anayasa, iktisat, siyaset ve kamu yönetimi' bağlamında multidisipliner bir yaklaşımla incelenmeye çalışılmıştır.

MAKALELER

ADİL YARGILAMANIN ULUSLARARASI BİÇİMSEL STANDARTLARININ GACACA YARGISI ANALİZİ İÇİN YETERLİLİĞİ SORUNU

Ruanda soykırımı faillerinin yargılanmasında olağan mahkemeler yanında işlerlik kazandırılan Gacaca yargısı, özellikle halkın katılımına dayanan işleyişiyle Batılı liberal yargı modelinden farklı bir sistem olarak adil yargılamanın uluslararası biçimsel standartları temelinde eleştirilere tabi tutulmuştur. Bu eleştirilerde, hükümeti olağan mahkeme sistemini destekleyecek arayışlara sürüklemiş olan mevcut koşulların göz ardı edildiği görülmektedir. Bu koşullar hem devletin maddi imkansızlıklarını hem de soykırım vahşetiyle parçalanmış sosyal dokunun yeniden inşası ihtiyacını içermekteydi. Bu eleştiriler aynı zamanda da Gacaca yargısının dayandığı değer, amaç ve mantığı temelinde sanıklara sunduğu güvenceleri ihmal etmekteydi. Gacaca geçiş süreci adaletinin sihirli bir değneği olmasa da, göz ardı edilen bu hususlar, pratiğinde ortaya çıkan sorunların Gacaca?nın Batılı liberal yargı modeline dönüştürülerek çözülmesinin hem koşullar itibariyle olanaklı olmadığını hem de Ruanda?nın soykırım sonrası ihtiyaçlarına karşılık veremeyeceğini göstermektedir. Bu durumda Gacaca pratiğinde ortaya çıkan sorunların kaynaklarının belirlenmesi ve bu şekilde gelecekteki geçiş süreci adaleti uygulamalarına yol gösterilmesi isteniyorsa, Gacaca analizinin Gacaca?nın temellerini oluşturan koşullar, amaçlar ve yapısal özellikleri arasındaki bağlantılar ile içerisinde işlediği siyasal durum esas alınarak yapılması gerekmektedir.

  • Yazarlar : Omca ÖZDEMİR

    Sayfa No : 54

    Anahtar Kelimeler : R u a n d a S o y k ı r ı m ı , g e ç i ş s ü r e c i a d a l e t i , G a c a c a , a d i l y a r g ı l a n m a h a k k ı , u z l a ş m a .

GÖRÜNTÜLE

EVRENSELLİĞİN SONUCU OLARAK İNSAN HAKLARI KOŞULLULUĞU:ABD VE AB ÖRNEKLERİ

Geleneksel olarak, devletin kendi sınırları içinde kalan eylemlerinin uluslararası ilişkiler bakımından ilgisiz görülmesine ve otorite kullanımının sınırlar içerisinde kaldığı müddetçe meşru kabul edilmesine rağmen@@ insan haklarına ilişkin uluslararası hukuk kurallarının yaygınlaşmasıyla insan hakları devletlerin uluslararası meşruiyetleri açısından da dikkate alınan bir değer haline gelmiştir. Bu bakımdan bazı devletler ilişki kuracağı devletlerin insan hakları karnesini göz önünde tutarak hareket etmekte, insan hakları konusunda kötü sicil sahibi devletlerle iş birliği yapmaktan kaçınmaya özen göstermektedir. Konusu insan hakları olmayan bir uluslararası sözleşme, taraflardan birinin insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle askıya alınabilmekte@@ ekonomik yardımlar ve iş birliği politikaları insan hakları ihlalleri sebep gösterilerek durdurulabilmektedir. Bu uygulamaya ?koşula bağlama? ya da politik koşulluluk (political conditionality) denmektedir. Koşulluluk \Özel/belirli hedeflere ulaşmak amacıyla@@ üst seviyede ya da halk düzeyinde siyasi ve davranışsal değişiklikler ortaya çıkarmak için öncelikli olarak ekonomik araçların kullanılması ya da kullanılmaması\ olarak tanımlanmaktadır. Örneğin Avrupa Parlamentosu bazı dış ticaret ve iş birliği anlaşmalarını insan hakları ihlalleri gerekçesiyle engellemiş, Uganda, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Sudan'a yapılacak yardımların askıya alınmasını sağlamıştır. AB bu yönde politika izleyerek diğer ülkeleri insan hakları normlarına uymaya yöneltmeye çalışmıştır. Çeşitli AB belgelerinde insan hakları koşulluluğu Birliğin resmi politikası haline getirilmiştir. Keza ABD 1974 yılında Dış Yardım Yasası?nda yaptığı değişiklikle ekonomik ve güvenlik yardımlarını insan hakları koşuluna bağlamıştır. Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanlığı her yıl Kongre?ye sunulmak üzere bir insan hakları raporu hazırlamakta ve bu raporlar dış yardımlar konusunda dikkate alınmaktadır. Bu yazıda AB ve ABD'nin insan haklarına ilişkin koşulluluk uygulamaları incelenecek, bu uygulamaların insan hakları bakımından doğurduğu sonuçlar değerlendirilecektir.

  • Yazarlar : Abdulkadir PEKEL

    Sayfa No : 20

    Anahtar Kelimeler : İ n s a n H a k l a r ı , K o ş u l l u l u k , D ı ş Y a r d ı m , A B D , A v r u p a B i r l i ğ i

GÖRÜNTÜLE

İnsan Hakları, Koşulluluk, Dış Yardım, ABD, Avrupa BirliğiBİR HAK OLARAK \EĞİTİM\ VE EĞİTİM-REFAH İLİŞKİSİ

Eğitim bireylere bilgi, beceri ve yeterlilik sağlayarak onların gelişmelerini sağlayan bir süreçtir. Bu sürecin bir hak olarak ortaya çıkması yalnızca bireylerin değil, toplumların da gelişmesini sağlamıştır. Bu yönüyle hem iktisadi büyüme hem de kalkınmanın itici bir gücü olarak kabul edilen eğitim, aynı zamanda insani gelişmişlik açısından da oldukça etkili bir faktör olarak görülmektedir. Buna bağlı olarak eğitim, toplumlardaki refahı etkileyen önemli bir faktör olarak ifade edilegelmiştir. Zira bireylerin insan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmeleri ile eğitim düzeyleri arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, herkes için bir hak olan eğitim ile refah parametreleri arasında ilişki kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda eğitimin bir hak olarak ortaya çıkışı anlatılarak farklı refah rejimlerinin eğitime bakışları ön plana çıkan refah ölçüm göstergeleri üzerinden analiz edilmiş ve mesleki eğitim refah ilişkisi tartışılmıştır. Yapılan bu tartışmada bireylerin refahlarını artırıcı bir unsur olarak mesleki eğitim sistemi önerilmekte ve gelişmiş ülke örnekleri sunulmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada refah rejimleri içinde yer alan her ülkeye değinilmemiş@@ yalnızca seçilmiş, temsil kabiliyeti yüksek öncü ülkelere odaklanılmıştır.

  • Yazarlar : Ömer Can ÇEVİK

    Sayfa No : 35

    Anahtar Kelimeler : B e c e r i , e ğ i t i m , e ğ i t i m h a k k ı , r e f a h , r e f a h r e j i m l e r i .

GÖRÜNTÜLE

İNSAN HAKLARI İHLALLERİ VE SOYKIRIM İDDİALARI BAĞLAMINDA RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA KORUMA SORUMLULUĞU İLKESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ

Rusya?nın 2022 yılı Şubat ayında Ukrayna?ya karşı başlattığı askeri operasyonun temel amacı başta Donbas halkı olmak üzere bu ülkede yaşayan Rus azınlığı Kiev yönetiminin sekiz yıldır süregelen baskı, aşağılama, çeşitli insan hakları ihlalleri ve soykırımdan korumak olarak ilan edildi. Başka bir ülkedeki bir topluluğu soykırım, savaş suçları, etnik temizlik ya da insanlığa karşı suçlardan herhangi birine karşı koruma iddiası taşıyan bir askeri operasyon, uluslararası hukuk bakımından en çok koruma sorumluluğu ilkesi bağlamında ele alınmaya uygundur. Bu makalede de Rusya?nın Ukrayna?daki savaşının hukukiliği koruma sorumluluğu ilkesi etrafında tartışılmakta ve bu kapsamda, Ukrayna?da 2014 yılından bugüne yaşananların ve bu ülkedeki Rus azınlığa yönelik politikaların Rusya?nın askeri müdahalesini meşrulaştıracak ölçüde ağır insan hakları ihlalleri içerip içermediği ve hatta Rusya?nın iddia ettiği gibi bir soykırım olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorgulanmaktadır. Makalede koruma sorumluluğu ilkesinin muhtevasının, Ukrayna?da son sekiz yılda yaşananların ve Rusya?nın iddialarının incelenmesi sonucunda, 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi?nin hükümlerinden de hareketle Ukrayna?da Rus azınlığa yönelik sistematik bir soykırımdan bahsedilemeyeceği ve dolayısıyla Rusya?nın Ukrayna?daki askeri operasyonunun koruma sorumluluğu ilkesi bağlamında meşrulaştırılamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

  • Yazarlar : Adem ÖZER, Rüştü KAYA

    Sayfa No : 40

    Anahtar Kelimeler : R u s y a , U k r a y n a , K o r u m a S o r u m l u l u ğ u , İ n s a n H a k l a r ı , S o y k ı r ı m

GÖRÜNTÜLE